Etki Ajanlığı Düzenlemesi: İktidarın Argümanları ve Muhalefetin Tepkileri!
2024-11-11
Yazar: Zeynep
Türkiye'de, Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) 'casusluk' suçunu yeniden düzenleyen ve halk arasında 'etki ajanlığı' olarak bilinen yasa teklifi TBMM Genel Kurulu'na geliyor. 11 Kasım 2024'te yapılan güncellemeye göre, 23 maddeden oluşan taslağın 16. maddesi büyük tartışmalara yol açtı. Bu madde, 'devletin güvenliği veya siyasal yararlar aleyhine suç işleme' başlığıyla yeni suç tanımlamaları ekliyor.
Adalet Bakanlığı ve hükümet yetkilileri, düzenlemenin 'yeni tip casuslukla' etkin mücadele için gerekli olduğunu savunurken, muhalefet partileri ve basın meslek örgütleri, düzenlemenin 'muğlak ifadeler' içerdiğini ve bu nedenle bir cadı avına dönüşme riski taşıdığını belirtiyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yasa teklifinin Genel Kurul'dan geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi'ne iptal başvurusu yapmaya hazır olduğunu açıkladı. 2024 yılı Mayıs ayında gündeme gelen düzenleme, ilk olarak 9. Yargı Paketi içerisinde yer alması planlanmış, ancak gelen tepkiler üzerine geri çekilmişti.
Yeni yasa teklifinde ayrıca, 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlar aleyhine yabancı bir devlet ya da organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatları doğrultusunda suç işleyenlerin' cezalandırılacağı belirtiliyor. Bu durum, eleştirel gazetecilik faaliyetleri ve siyasi muhalefet üzerinde baskı oluşturabilir.
Yasa teklifi, 'casusluk suçu' kapsamı dışında yer alan eylemler için 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Eğer bu eylemler savaş şartlarında ya da savaşa hazırlıkları tehdit ediyorsa, ceza 12 yıla kadar çıkabilir. Kovuşturma izni ise Adalet Bakanlığı'nın onayına bağlı olacak.
AKP, düzenlemenin gerekçesi olarak teknolojik gelişmeleri ve mevcut TCK'nın yetersiz kaldığını öne sürüyor. Ancak muhalefet, bu yaklaşımın siyasi muhalefeti bastırma amacı güttüğünü iddia ediyor.
Tüm bu gelişmeler, medya özgürlüğü için tehdit olarak nitelendirilirken, 22 Ekim 2024'te Türkiye'nin önde gelen basın meslek kuruluşları ortak bir açıklama yaparak, bu teklifin gazetecilik faaliyetlerini belirsiz bir hukuk alanına sürükleyeceğini savundu.
Sonuç olarak, bu yasa teklifi Türkiye'de özgürlüklerin kısıtlanması ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak değerlendirilmektedir. İktidarın savunmalarına rağmen, muhalefet bu düzenlemenin tehlikelerine karşı mücadelesini sürdürecektir.