Erdoğan ve Putin, Çin'de Bir Araya Geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin'in Tiencin kentinde kritik bir görüşme gerçekleştirdi. İki lider, enerji ortaklıklarının stratejik önemine vurgu yaparak, Türkiye’ye gaz akışının kesintisiz devam edeceğini belirtti.

Ukrayna Krizi ve Diplomatik Çabalar

Putin, Erdoğan’a Ukrayna krizini çözmedeki katkılarından dolayı teşekkür etti. Erdoğan ise, ‘Sizi Türkiye’de ağırlamak istiyoruz’ diyerek samimi ilişkilerin önemini yineledi. Bu görüşme, Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili sonlanan umutların gölgesinde gerçekleşti.

Dışişleri Bakanları da Görüşmede

Görüşmeye ayrıca Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da katıldı. İki liderin en son 2024’te Kazan’da bir araya geldiği kaydedildi.

Savaşın Sonlandırılması Umutları

Görüşmenin önemli maddelerinden biri, 24 Şubat 2022’den beri devam eden Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmaya yönelik olası çözümlerdi. Erdoğan ve Putin’in görüşmesinde bu konu öne çıktığı bildirildi.

Türkiye'nin Barış için Rolü

Türkiye, savaşın başından itibaren barışı sağlamaya yönelik aktif bir politika izlediklerini belirtti. Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’nin bu süreçte taraflar arasında denge sağlayıcı bir rol üstlendiğini ifade etti.

Güvenlik Garantileri Üzerine Tartışmalar

Görüşmede ayrıca, olası bir barış anlaşmasının güvenlik garantileri hakkında da tartışmaların olması bekleniyor. Türkiye’nin bu konuda kilit bir aktör olabileceği vurgulandı.

Ortadoğu'daki Gelişmeler de Masada

Erdoğan ve Putin, Ortadoğu'daki son gelişmeleri de ele alacak. Özellikle İsrail'in Gazze’ye yönelik saldırıları ve insani krizin çözümüne dair iki liderin ortak bir tavır alması gerektiği ifade edildi.

Enerji ve Ticaret İlişkileri Üzerine

Zirvenin bir diğer önemli konusu da Türkiye-Rusya enerji ve ticaret ilişkileriydi. Rosatom'un Mersin'de inşa ettiği Akkuyu Nükleer Santrali, işbirliğinin sembolü olarak öne çıktı.

Sonuç ve Beklentiler

Putin ve Erdoğan’ın bu görüşmesi, iki ülke arasındaki ilişkilere yeni bir boyut kazandırırken, savaş sonrası dönemde güvenlik konularında Türkiye’nin rolü bakımından da şekillenecek.