Dünya

Engellilerin Cinsel Hayatlarını Anlatan Kadınlar: Stereotipleri Yıkmanın Yolu

2024-11-14

Yazar: Mustafa

Cinsellik, engelliler için hala birçok yanlış anlamalardan kaynaklanan bir tabu olarak kalmaya devam ediyor. İki kadın, engelli bireylerin cinsel yaşamlarına dair önyargıları yıkmak ve gerçek hikayelerini paylaşmak için cesurca mücadele ediyor.

Holly Greader, 26 yaşında ve hipermobilite sendromu nedeniyle kronik ağrılar yaşıyor. Henüz 16 yaşındayken, birisi ona engelli olduğu için seks yapıp yapamayacağını sorduğunda, şok olduğunu ifade ediyor. Sonraki yıllarda ise 'sert seks yapabilir misin?' veya 'tekerlekli sandalyede mi yapman gerekiyor?' gibi sorularla karşılaşmaya devam etti. Bu tür sorularla boğuşmasına rağmen, Holly, medyanın engellileri genellikle 'üzücü bir hikaye' olarak sunduğunu ve bu durumun düzelmesi gerektiğini savunuyor.

Holly'nin yanında, 38 yaşındaki Nicola Thomas da var. Gözlerini 15 yıl önce kaybeden Nicola, engelli olmanın cinsellik üzerindeki etkileriyle sık sık yüzleşiyor. İnsanların 'Nasıl seks yapıyorsun?' gibi sorulara maruz kaldığında, bu durumun kendisini ne kadar rahatsız ettiğini anlatıyor. Nicola, 'Sanki böyle biriyle birlikte olmaktan bana bir iyilik yapılıyormuş gibi hissediyorum' diyor ve cinsel kimliklerini keşfetmelerinin engellenmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Kat Watkins, Galler'de engellilerin siyasi hayata katılımı üzerine çalışmalar yapıyor. Kat, her bireyin olduğu gibi, engelli bireylerin de cinsel kimliklerini keşfetme ve sağlıklı ilişkiler kurma hakkına sahip olduğunu vurguluyor. 'Seks ve ilişkiler, neden engelli insanlar için tabu olmalı? Bizim için sadece yemek yiyebilmek yeterli değil!' diyen Watkins, bu yanlış anlamaları yıkmak adına aktif olarak çalışıyor.

Bu kadınlar, toplumun engelli bireyleri cinsel objeler olarak değil, bireysel varlıklar olarak görmesini sağlamak için büyük bir çaba harcıyor. Hedefleri, herkesin öz saygıya ve tatmin edici bir cinsel hayata sahip olabileceğini göstermek. Engellilere dair cinsellik hakkındaki yanlış anlamaların ve tabuların yıkılması için daha fazla farkındalığa ihtiyaç var. Bunu sağlamak, sadece bir grup kadın değil, toplum olarak hepimizin sorumluluğudur.