Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik gerçekleştirilen 3. dalga operasyon sonrası dikkat çekici açıklamalar yaptı.

İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi aracılığıyla yaptığı paylaşımında, "Son günlerde yaşanan olaylara göz attığımızda, tutukluların şantaj ve tehditle yalancı şahitliğe zorlandığı bariz bir şekilde ortaya çıkıyor" dedi.

Şantaj ve Tehditlerin Arkasındaki Gerçekler

İmamoğlu, "Bu millet sizin sahte dosyanıza nasıl kanmadıysa, tutuklayarak ve hiç utanmadan çocuklarıyla, mal varlıklarıyla tehdit ettiklerinizin zorla alınmış beyanlarına da kanmaz" ifadesiyle tepkisini dile getirdi.

İmamoğlu'nun açıklamalarına göre, ortaya çıkan yalan ve iftiralar şunlardı:

- "560 milyar yolsuzluk var dediler, ancak İBB'nin 6 yıllık bütçesi bile o kadar değil.

- 'Terör bağlantısı var' dediler, ama bunun da aslı astarı yok.

- 'Evlerde para var' dediler, kumbaralara kadar evde para aradılar.

- 'Bedavaya villa aldılar' dediler, gerçekler bambaşkaydı!

- 'Cenaze aracıyla rüşvet parası yurtdışına kaçırıldı' dediler, ama araçların yurtdışına çıkarıldığına dair bir kanıt yok.

- 'Çöp kamyonlarıyla para taşındı' dediler, o iddialar da yalanlandı.

- 'Kiptas'tan daire dağıttılar' dedikleri için de yine bir gerçek ortaya çıkmadı.

Bu İfadelerin Adı: İftiralar!

İmamoğlu, ayrıca, tufan gibi çıkan iddiaların aksine, bu tüm şantaj ve iftiraların kendi dönemlerinde gündeme geldiğini vurguladı.

"Gizli görüşen kişilerin orada olmadığı, rüşvet istendiğine dair beyanların tamamen asılsız olduğu ortaya çıktı. Naylon fatura düzenleyenler de kendi içlerinden çıktı" diyen İmamoğlu, kamuoyunu bilgilendirmeye ve gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğini belirtti.

Son olarak, "Birileri gülüp geçerken, şimdi sadece şantajla tutulan beyanlar kaldı elimizde" diyen İmamoğlu, tüm bu gelişmelerin hesap verilebilirlik açısından önem taşıdığını vurguladı.

İmamoğlu, tarihi bir alıntıyla da konuyu sonlandırdı: "Bu satırlar 155 yıl önce sizin için yazılmış: 'Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tamâ’dan...'"

Bu açıklamalar, İmamoğlu'nun siyasi duruşunu ve iddiaların arkasındaki kararlılığını net bir şekilde ortaya koydu.