Ülke

Duvar Arkası... Yeni sürecin adı belli oldu!

2025-01-12

Yazar: Yusuf

SÜRECİN ADI KONULDU: ÖNCE BARİŞ SONRA ÇÖZÜM

Son dönemde ses getiren gelişmeler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında DEM Partililere el uzatmasıyla başladı. 11 Ocak Cumartesi günü, MHP’nin sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılan 'BARİŞLA Herkes Kazanır' mesajı, sürecin gerçek yönünü gün yüzüne çıkardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti il kongresi için Diyarbakır’da olması da önemli bir gelişmeydi. Erdoğan, bu süreçle ilgili önemli mesajlar vererek, 'Terör örgütünün feshedilmesi, silahların kayıtsız-şartsız teslimi ve siyaset üzerindeki vesayetinin kaldırılması' gerektiğini vurguladı. Ayrıca, 'Terör örgütü aradan çıkınca, tekrar muhabbetle, samimiyetle kucaklaşacağız' dedi.

Erdoğan’ın konuşmasının ardından, DEM parti heyeti Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti. Heyet adına açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder, Demirtaş’ın sürece destek verdiğini belirterek, 'Çözüm ve barış kavramları birbirine karıştırılıyor. Çözüm, demokratik bir mücadeledir ve zaman alır. Şu anki çaba ise barıştır' şeklinde konuştu. Demirtaş da avukatları aracılığıyla bir mesaj yayınlayarak, barışın sağlanması için siyasetçilerin üzerine düşen görevin toplumsal barışı güçlendirmek olduğunu ifade etti.

Bu açıklamalar, Ankara’da uzun zamandır merak edilen 'Ne oluyor?' sorusuna yanıt bulmak açısından önem taşıyor. Görünen o ki, süreç önce terör örgütünün silah bırakması, ardından da sorunların ele alınması için bir yol haritası izliyor. Bu nedenle, sürecin 'Barış Süreci' olarak adlandırılması yanlış olmayacak.

İŞKENCESİZ BİR GELECEK İÇİN BİRLİKTE HAREKET ETME ÇAĞRISI

Daha önce Abdullah Öcalan ile görüşen DEM heyeti, geçtiğimiz günlerde Bahçeli’ye yapılan bir ziyaret esnasında önemli anekdotlar paylaştı. Meclis başkanvekilleri Celal Adan ve Sırrı Süreyya Önder’in geçmişte aynı cezaevinde kalmaları dikkat çekti. Ayrıca, İYİ Parti’den İbrahim Akın’ın Meclis’te yaptığı konuşma, 12 Eylül dönemiyle ilgili çarpıcı bir durumu gündeme getirdi. Akın, toplumda genel intihar oranının %4, polislerde ise %17 olduğunu belirterek, bu durumun ekonomik, sosyal yapıyla ilişkili olduğunu ifade etti. İşkenceye uğrayanların yaşadığı travmanın, emekli olduktan sonra bile devam ettiğine dikkat çekti.

Akın, geçmişte yaşanan olayların günümüzde tekrar ettiğini vurgulayarak, 'Daha demokratik bir hukuk sistemi içinde, insanların mahcup olmadıkları, üzülmedikleri bir hayat kuralım' çağrısında bulundu. Bu tür örnekler, Türkiye’nin geçmişte yaşadığı zorlukları ve gelecekte daha barışçıl bir toplumu kurma çabasını gözler önüne seriyor.