Uçuşlar sırasında yaşanan hafif dalgalanmalar genellikle sorun çıkarmaz ama bu durum ani bir şekilde tehlikeli bir hâle dönüşebilir. Örneğin, 2024 yılında Londra-Singapur seferinde bir yolcunun kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesi, bu riskin ciddiyetini gözler önüne serdi.

Bilim insanları, küresel ısınmanın yüksek atmosferdeki hava akımlarını bozduğunu ve bu durumun daha fazla türbülansa yol açtığını belirtiyor. İngiltere'deki Reading Üniversitesi'nden atmosfer bilimcisi Paul Williams, önümüzdeki on yıl içinde şiddetli türbülansların sayısının iki veya üç kat artabileceğini ifade ediyor.

Bununla birlikte, türbülansların sadece sıklığı değil, süresi de artacak. Yani yolcuların uçuş sırasında bu sarsıntılara maruz kalma süreleri daha uzun olacak.

Nepal ve Bhutan seferleri de riskli rotalar arasında yer alıyor. Kuzey Amerika'da en çok sarsıntı yaşayan hat ise Albuquerque-Denver uçuşu. Avrupa'da ise Alplerin üzerinden geçilen rotalar dikkat çekiyor.

İlginç bir şekilde, türbülanslar her zaman dağların üzerinden geçerken meydana gelmiyor. Bazen gökyüzü tamamen açık olsa bile uçak aniden şiddetli bir şekilde sallanabiliyor; bu duruma açık hava türbülansı deniyor ve jet akımlarının hızlanmasıyla ortaya çıkıyor.