Danimarka Kraliçesi Margrethe, Kraliçe Elizabeth'in ardından tahtta en uzun süre kalan hükümdar unvanını elinde bulunduruyor. Ancak bir yıl önce, aniden tacını çıkararak oğlu Prens Frederik'e bırakması herkes için beklenmedik bir durumdu.

Margrethe'nin bu kararını yaş ve sağlık sorunlarına atfetmesi önemli olsa da, arkada yatan gerçekler daha karmaşık bir tablo sunuyor.

Veliaht Prens Frederik, annesinin ardından tahta geçtiğinde, yanındaki eşi Mary'nin geçmişi de dikkat çekiciydi. Mary, İngiliz Kraliyet Ailesi’nin popüler adı Kate Middleton gibi, soylu bir aileden gelmiyordu. Düğünlerinde birbirlerine duyduğu sevgi, halk tarafından coşkuyla karşılanmıştı.

Öte yandan, Frederik ve Mary'nin evliliği, henüz tahta çıkmadan önceki bir ihanet skandalıyla sarsılmıştı. 20 yıllık evliliklerinin ardından, bu ihanetin su yüzüne çıkması evliliklerini gölgeledi. Frederik'in, o dönemde adı Genevieve Casanova olarak bilinen bir sosyetikle ilişkisi olduğu iddiaları, basında geniş yer buldu. Mary, hala yaşadığı bu derin acıyı kalbinde saklamış gibi görünse de, bu durumu asla kamuya açıklamamayı tercih etti.

İki çocuk sahibi olan çift, 14 Mayıs 2004'te görkemli bir düğünle evlenmişti. Ancak, düğünün ardındaki ihanet, bu mutlu tabloyu sürekli olarak tehdit eden bir gölge gibi kaldı.

Tahta çıkmadan önceki hayatını sürdüren Frederik, artık bir kral olarak, eşi Mary'ye karşı her şey değişmiştir. Artık herhangi bir boşanma durumu, kraliyet kuralları gereği pek mümkün görünmüyor. Bu sebeple, Mary'nin yaşadığı dram ve acı, halkta büyük bir empati yarattı.

Danimarka’da halkın gözünde, Kraliçe Mary, hem hikayesi hem de yaşadığı zorluklarla daha da güçlenmiş bir figür haline geldi. Arka planda yaşanan trajedilere rağmen, Kraliçe Mary’nin duruşu ve kararlılığı, onu sadece Danimarka’nın değil, belki de dünyanın en ilgi çekici kraliyet figürlerinden biri yapıyor.