Çin Savunma Bakanlığı, sahte savaş başlığı taşıyan bir füzenin Pasifik Okyanusu'nda belirlenen bir bölgeye düştüğünü duyurdu. Bu fırlatmanın, Çin ordusunun yıllık eğitim planındaki rutin bir faaliyet olduğu belirtildi. Bakanlık, testin uluslararası hukuka uygun şekilde gerçekleştirildiğini ve herhangi bir ülkeyi hedef almadığını vurguladı.

Ancak Çin’in bu testinin bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri konusunda endişeler artıyor. Uzmanlar, bu tür fırlatmaların, özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki gerilimi tırmandırabileceği konusunda uyarıyor. Füzenin okyanusta tam olarak hangi bölgeye düştüğüne dair bilgi verilmemesi de, uluslararası toplumda belirsizlik yaratıyor.

Çin’in geliştirdiği menzili 5 bin 500 kilometreyi aşan balistik füzeler, "kıtalararası" olarak tanımlanıyor. Ülkenin en gelişmiş kıtalararası balistik füzesi olan Dongfeng (doğu rüzgarı) 41 (DF-41) ise 12 bin ila 15 bin kilometre menzil kapasitesine sahip. Bu füzelerin potansiyeli, düşman topraklarına ulaşma yetenekleri sayesinde stratejik dengeleri değiştirebilir.

Öte yandan, Çin, ilk kıtalararası balistik füze testini 1980 yılında Güney Pasifik’te gerçekleştirmişti. O tarihten bu yana, Çin’in askeri kapasitesi büyük bir hızla artmış durumda. Bu gelişmeler, diğer kıtasal güçler arasında dikkatle izleniyor ve müttefik ülkelerin savunma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine sebep oluyor.

Dünya, Çin’in askeri faaliyetleri karşısında nasıl bir tepki verecek? Stratejik dengelerin yeniden şekilleneceği bu ortamda, ülkelerin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu!