Celal Şengör'ün Neşet Ertaş Açıklaması Sosyal Medyayı Salladı: Tepkiler Çığ Gibi!
2025-01-20
Yazar: Mehmet
Prof. Dr. Celal Şengör'ün Neşet Ertaş hakkında yaptığı açıklamalar sosyal medyada büyük bir tartışma yarattı. Ünlü bir televizyon programına katılan Şengör, Rumeli türkülerini dinlemeyi sevdiğini fakat diğer Türkü türleriyle mesafeli olduğunu ifade etti.
Moderatörün "Neşet Ertaş dinlemeyi denediniz mi?" sorusuna yanıt veren Şengör, "Tanımıyorum, adını duymadım. Dürüst olmak lazım," dedi. Bu açıklama sosyal medya kullanıcılarından yoğun bir eleştiri aldı. Birçok kişi, Neşet Ertaş'ın Türk kültüründeki önemli yerini hatırlatarak Şengör'ün görüşlerini eleştirirken, bazıları da kişinin müzik zevkleri üzerinden yargılanmaması gerektiğini savundu.
Neşet Ertaş, Türk halk müziğinin önemli isimlerinden biri olarak biliniyor ve 1938 yılında Kırşehir'e bağlı Çiçekdağı'nın Kelismailuşağı köyünde doğmuştur. Babası, Türkmen/Abdal müziğinin önemli temsilcisi Muharrem Ertaş iken, annesi Kırıkkale'nin Keskin ilçesinden Döne Ertaş'tır. Küçük yaşlardan itibaren babasıyla birlikte düğünlerde sahne alarak müzik kariyerine adım atmıştır.
Avrupa'nın birçok şehrinde Türk işçilerine yönelik konserler vermiş ve 20'den fazla albüm çıkarmıştır. Genelde, Orta Anadolu'ya ait türküleri, bozlakları, oyun havalarını ve anonim eserleri seslendirmiştir. 2009 yılında Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirası Koruma Sözleşmesi kapsamında Türkiye Ulusal Envanteri'ne alınarak "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak kabul edilen Ertaş, 2011 yılında İTÜ Konseyi tarafından "Fahri Doktor" unvanı almıştır.
Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde mesane kanseri nedeniyle yaşamını yitirmiştir ve genellikle "Bozkırın Tezenesi" olarak anılmaktadır. Bu açıdan Neşet Ertaş, Türk halk müziği açısından sadece önemli bir sanatçı değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın temsilcisi olarak hafızalardaki yerini korumaktadır.
Celal Şengör'ün bu tartışmalı açıklamaları, Türk müziğinin ne kadar derin ve çeşitli olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuş durumda. Sosyal medya kullanıcıları, sanatçılar ve müzikseverler arasındaki bu tartışma, Türk kültüründeki zenginlikleri daha fazla görmemizi sağlıyor.