Dünya

BM Güvenlik Konseyi'nde Reform Çağrıları: '5'li Düzen Değişmeli'

2024-09-26

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), uluslararası krizleri önleme ve savaşları sona erdirme konusundaki yetersizliği nedeniyle artık köklü bir reform sürecine ihtiyaç duymakta. İkinci Dünya Savaşı'nın kazananları tarafından oluşturulan mevcut model, küresel temsildeki adaletsizliği ortaya çıkartırken, günümüzün dinamiklerini göz ardı ediyor. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Dünya 5’ten büyük' ifadesi, birçok dünya lideri tarafından son Genel Kurulda yeniden dile getirildi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, uluslararası sistemdeki büyük eşitsizliklerin yansıdığına dikkat çekerek BMGK'nın mevcut yapısının asıl sorunlardan biri olduğunu vurguladı. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, BM’nin hala insanlığı tehdit eden acil sorunlarla başa çıkmada yetersiz olduğunu belirterek, bu yapının kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, reform taleplerinin sadece belirli ülkeler için değil, herkes için adil bir yapı oluşturma amacı taşıması gerektiğini vurguladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, yüksek nüfuslu ülkelerin uluslararası sistemde yeterince temsil edilmediğine dikkat çekerek, adil bir düzenin inşa edilmesi gerekliliğini açıkladı.

ABD Başkanı Joe Biden da, BMGK’nın daha aktif ve etkili olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin işlevselliği ile ilgili ciddi kaygılarını belirtirken, kurumun atıl bir yapıya dönüşmekte olduğunu ifade etti.

Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, BMGK'nın yalnızca 5 ülkeden oluşan bir "özel kulüp" olarak kalmasının sona ermesi gerektiğini belirtirken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, çifte standart uygulamalarının son bulması gerektiğine vurgu yaptı.

Uluslararası toplum, bu reform çağrılarına kulak vermezse, BM'nin etkinliğini kaybetmesi kaçınılmaz. Zira, son yıllarda yaşanan krizler, bu küresel yapının ne derece zayıf ve yetersiz kaldığını gözler önüne serdi. Reformlar gerçekleşmediği sürece, dünya üzerindeki adalet ve barış umutları daha da azalacak. Geleceğin barış dolu bir dünya için, uluslararası işbirliğine dayalı yeni bir düzenin kurulması elzem görünüyor.