Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Suriye'deki gelişmelerle ilgili iktidar içindeki kaynaklardan edindiği bilgileri kaleme aldı. Pehlivan, "Görünene göre AKP iktidarı Suriye konusunu 'kırmızı çizgi' olarak belirledi" diyerek, iktidar içinden bir kaynağın, "Suriye için bir karar alındı. Gidebileceğimiz son noktaya kadar gideceğiz. Oradaki örgütlere silah bırakacağız. Bunun aksini iç politikaya yansıtmaya çalışanlar hukukun karşısında görecek" sözlerini aktardı. Ayrıca, bu bağlamda 'hukuk' derken muhtemel soruşturmalar ve gözaltı operasyonlarının kastedildiği yorumunu yaptı.

Barış Pehlivan, "AKP’nin 2025 planı ne?" başlıklı yazısında, iktidar kaynaklarıyla yaptığı görüşmelerden elde ettiği izlenimleri paylaştı. Kaynağının, Suriye'deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini de şu şekilde aktardı: "Suriye’de düzenli bir ordu yapılandırılması için Türkiye açık destek verecek. Bu doğrultuda, Milli Savunma Bakanlığı terörle mücadelede tecrübeli bir danışman kadrosu oluşturacak. Türk danışman kadrosu Suriye’nin güvenlik ve savunma politikalarına yön verecek. Türk Silahlı Kuvvetleri ise yeniden yapılandırılacak Suriye ordusunun askeri eğitiminde aktif rol alacak. Yani Somali’den Pakistan’a kadar birçok ülkeyle yaptığımız askeri işbirliğine Suriye de dahil edilecek."

Pehlivan, bu durumun Türkiye'deki iç politika üzerinde nasıl etkiler yapacağına dair bazı sorular yöneltti: "1- Suriye’de denklemin değişmesinin Türkiye’deki iç politikaya yansımaları nasıl olacak? 2- Muhalefet cephesinde beklendiği gibi sert bir dönem mi geliyor?"

Pehlivan, bu soruların yanıtını almak için iktidar cephesinden güvenilir dört kaynak ile görüştüğünü belirtti.

Bir güvenlik kaynağının, "Suriye için bir karar alındı. Gidebileceğimiz son noktaya kadar gideceğiz. Oradaki örgütlere silah bırakacağız. Bunun aksini iç politikaya yansıtmaya çalışanlar hukukun karşısında görecek" şeklindeki sözlerinin dikkat çekici olduğunu vurguladı. Kaynağın, 'hukuk' derken olası soruşturmalar ve gözaltı operasyonlarını kastettiği aşikardı.

İktidar cephesi, bu tavrı 'milli politika' kavramıyla tanımlıyor. Yine, devletin bu politikaya karşı olanlara bakış açısını anlamak için şu sözler de kritik: 'Suriye’deki projenin çökmesini İran ile İsrail istiyor. Bu bizim için çok net.' Ayrıca, Suriye’de MİT ve Dışişleri’nin rolü hatırlatılarak olası karşı politikalar, 2014’teki MİT TIR’larının durdurulması süreciyle eş tutuluyor. Görünen o ki, AKP iktidarı Suriye konusunu 'kırmızı çizgi' olarak belirledi. Ayrıca, uluslararası topluma da 'Biz Suriye’de başarılı olursak, siz de nefes alırsınız' mesajının verilmek istendiği anlaşılıyor.

Sadece bu değil, Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye’deki muhalefet üzerinde nasıl bir etkisi olacağı ve muhalefetin iktidara karşı vereceği tepkinin ne olması gerektiği de sıklıkla tartışılır hale geldi. Önümüzdeki günlerde bu durumun sonuçlarıyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmamız mümkün olacaktır.