Ayşe Barım ve Antalya Altın Portakal Festivali Üzerine Bir Değerlendirme
2025-01-28
Yazar: Ahmet
Son zamanlarda Türkiye'nin dizi sektörünü sarsan kartelleşme olayı, Rekabet Kurulu'nun başlattığı operasyonlarla gündeme oturdu. Ülkemizde yılda 600 milyon doların üzerinde ihracat geliri sağlayan bu sektör, çeşitli kartellerin etkisi altında kalmaktan çıkamıyordu. Medyadan siyasete kadar uzanan baskı ağları işin içine girince, herkesin bildiği bu gerçekler bir türlü gün yüzüne çıkamamıştı.
Bu süreçte dikkat çeken önemli isimlerden biri, ID Danışmanlık şirketinin sahibi Ayşe Barım oldu. Barım, dizi sektöründe kartelleşmenin sembolü haline gelmişti. Onun izni olmadan bir projede yer almak neredeyse imkansız hale gelmişti. Birçok genç yönetmen ve yetenekli oyuncu, kariyerlerini şekillendirecek önemli fırsatları onun izin vermesiyle elde edebilirken, bu durum sektörde adeta bir 'patroniçe' iklimi yaratıyordu.
Dizilerin ve sinemanın tanınmış isimlerinden birçok sanatçı, kartelleşmeye karşı duruş sergilerken, bu operasyonun güçlendirilmesi gerektiği düşüncesinde birleşti. Festival düzenlenirken, Antalya'daki Altın Portakal Festivali'nin asıl amacı, Türkiye'nin sinema dünyasına uluslararası bir kapı açmak olmalıydı. Ancak, Ayşe Barım festivale katılması beklenen sanatçılara 'katılmayın' talimatı vererek, bu olaya gölge düşürdü. Bu durum, sadece bireylerin çıkar çatışmalarından değil, aynı zamanda mevcut güç yapısının sinema üzerindeki etkisinden kaynaklanıyordu.
Antalya Altın Portakal Festivali, Türkiye'nin en önemli festivallerinden biri olarak, sanat dünyası için kritik bir öneme sahiptir. Hal böyle olunca, festivalin bu tür baskılarla gölgelenmesi, hem sektöre hem de gelecek nesillere zarar verebilir. Öte yandan, sosyal ve politik konuların festivali etkilemesi, sanatın doğası gereği özgürlükçü yönünü zedeleyebilir.
Menderes Türel gibi isimlerin Antalya festivalini sıkıntıya sokacak çıkışları, bu sektördeki güçlü siyasi ve ekonomik etkilere bir başka örnektir. Bu olaylar, dizi ve sinema alanında bir erozyona yol açabilir. Eğer dizi sektörü sürekli olarak bu tür kartel yapıların etkisi altında kalırsa, yaratıcı işler ortaya çıkmayacak ve dolayısıyla ihracat rekorları hayalden öteye gidemeyecektir.
Sektördeki bu kutuplaşma ve kartelleşmenin durdurulması yalnızca sanatı değil, sanatçıları ve onların vizyonlarını da koruyacaktır. Gelecek yıllarda bu tür müdahale ve baskıların azalması umuduyla, antalya Altın Portakal Festivali ve benzeri organizasyonların gerçek anlamda sanat odaklı bir yapı kazanmaları için toplumsal bir bilinç ve destek şart.