Avusturya'da Aşırı Sağ Koalisyon Görüşmeleri Protesto Edildi: 25.000 Kişi Sokağa Çıktı!
2025-01-10
Yazar: Ahmet
Avusturya'nın güzide başkenti Viyana, geçtiğimiz Perşembe günü büyük bir protestoya sahne oldu. Binlerce kişi, hükümeti kurma görevini üstlenen Aşırı Sağcı Özgürlük Partisi'ne (FPÖ) ve tartışmalı lideri Herbert Kickl'e karşı seslerini yükseltti.
Yetkililerin tahminlerine göre protestolara yaklaşık 25.000 kişi katıldı. Eylemcilerin taşıdığı pankartlarda, 'Avusturya'da aşırı sağ istemiyoruz!' ve 'Bir daha asla!' gibi ifadeler yer aldı. Viyana'nın yanı sıra Innsbruck, Salzburg ve Graz gibi diğer şehirlerde de benzer eylemler gerçekleştirildi.
Protestoların ortasında, liberal muhafazakar Avusturya Halk Partisi'nin (ÖVP) FPÖ ile koalisyon görüşmelerine başlama niyetini açıklaması dikkat çekti. Daha önce Kickl ile asla çalışmayacaklarını beyan eden ÖVP, bu kararında ne denli geri adım attığı tartışma konusu oldu.
ÖVP'nin FPÖ ile geçmişte de koalisyon hükümeti kurduğu biliniyor; ancak bu hükümet, 2017-2019 yılları boyunca FPÖ lideri Heinz-Christian Strache’nin yolsuzluk skandalına karışması sonucunda düşmüştü. Şimdi ise muhafazakar ÖVP, Eylül ayında yapılan ulusal seçimlerde %29,2 gibi bir oy oranıyla FPÖ'nün koalisyon ortağı olma ihtimali ile karşı karşıya.
Her iki partinin göç ve sığınma politikalarında katı bir tutum sergilemesine rağmen, dış politikada belirgin farklılıklar söz konusu. FPÖ, Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmeyi tercih ederken, ÖVP Avrupa Birliği'ne sadık bir duruş sergiliyor.
Son yıllarda birbirlerini sert bir dille eleştiren bu iki parti arasındaki siyasi gerginlik, Koalisyon görüşmelerini daha da karmaşık hale getiriyor. Kickl, sık sık ÖVP’yi ülkenin durgun ekonomisinin yanı sıra COVID-19 dönemindeki başarısızlıklar için sorumlu tutarken, ÖVP de Kickl’i 'güvenlik riski' olarak değerlendirmişti.
ÖVP’nin eleştirileri üzerine FPÖ, iktidardan uzaklaşmak için merkez sol Sosyal Demokratlar (SPÖ) ve liberal Neos partisi ile koalisyon görüşmelerine başlamıştı; ancak Neos'un ideolojik farklılıklarını öne sürerek bu görüşmelerden çekilmesi, FPÖ'nün zayıf konumunu iyice pekiştirdi.
Kickl’in, Nazi dönemine ait terimlerle rahatçalediği ve pandemi boyunca aşılara karşı çıkması nedeniyle toplumda oluşturduğu kutuplaşma, onun siyasetteki itibarını olumsuz etkiledi. Ayrıca, sıkı karantina önlemlerine karşı çıktığı için uzun süre yoğun eleştirilere hedef oldu.
Ancak FPÖ şu anda, kamuoyu yoklamalarının partinin gelecekteki müzakerelerinde başarısız olacağı yönünde işaretler vermesi ile oldukça zor bir durumla karşı karşıya. Anketler, yeni bir seçime gidilmesi durumunda FPÖ'nün desteğinin yalnızca %35'e yükselebileceğini öne sürüyor. Avusturya'daki siyasi iklimin giderek gerginleştiği anlaşılıyor ve bu durum, birçok gözlemci için gelecekteki demokrasi tartışmalarının boyutunu artırabilir.