Dünya

Arap basınında geçen hafta: 'Hizbullah neden savaşa girmiyor?'

2024-09-24

DUVAR- Geçtiğimiz hafta, Lübnan'da Hizbullah'a ait çağrı cihazları ve bazı radyo cihazlarının patlatılmasıyla sarsıcı bir gelişme yaşandı. Bu patlamalar, Başta Hizbullah’ın elit güçleri olan Rıdvan birliklerinin komutanı İbrahim Akil olmak üzere yüksek düzeydeki komutanları hedef aldı. Bazı yazarlar, bu saldırıları ABD'deki 11 Eylül saldırılarına benzetiyor.

Arap kamuoyuna göre, 7 Ekim'den bu yana İsarail ve Hizbullah arasındaki gerginlik, belli angajman kuralları çerçevesinde devam eden çatışmalardan farklı bir evreye girdi. Gazetelerde, İsrail’in sınırlı savaştan kapsamlı bir savaşa geçiş yapma hedefini yavaş yavaş gerçekleştirdiği yorumları öne çıkıyor. Hatta bazı yorumculara göre, İsrail Hizbullah’ın nefes almasına dahi izin vermiyor.

Peki Hizbullah, 'karşılık verileceğine dair' açıklamalara rağmen neden hala gerilimi tırmandırmıyor? Bu konuda birçok sebep öne sürülüyor, bunlardan biri de İran’ın bunu istememesi.

Tüm bu gelişmeler karşısında Arap coğrafyasında en çok merak edilen soru ise, bu gerilimin neye evrileceği ve bölgenin ödeyeceği bedel. Geçtiğimiz hafta bazı Arap gazetelerinde bu konularla ilgili yorumlar şu şekilde: 'Hizbullah neden savaşa girmiyor?'

İsrail, Hizbullah üzerindeki baskıyı arttırarak ve kuralları ihlal ederek sert bir duruş sergiliyor. Analistlere göre, İsrail’in bu cüretkar adımlarının nedeni, Hizbullah’ın askeri kapasitesinin tamamını kullanmaması. Hizbullah, insansız hava araçları kullanarak mesajlar vermekte ve uzak hedeflere ulaşabileceği tehditlerinde bulunmakta. Ancak son aylarda Hizbullah’ın, İsrail'i ağır füzelerle hedef almayacağı ve kapsamlı bir savaş istemediği görülüyor.

Hizbullah’ın temel politikasının yanı sıra, İran'ın kendi belirlediği 'stratejik sabır' ilkesini göz önünde bulundurduğu düşünülüyor. ABD’nin, seçimler sonrası İran ile siyasi bir anlaşma yapacağına dair bir beklenti olduğundan, Hizbullah’ın savaşa girmek istememesi de bununla ilişkilendiriliyor.

İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaşı genişletme çabalarının arkasında hem Lübnan ile ilgili hem de bölgesel hesaplar var. Özellikle İsrail’in varoluş savaşı verdiği bir süreçte Hizbullah’ın yalnızca 'Gazze’ye destek' hedefinde kalmayı tercih ettiği düşünülüyor.

Hizbullah, İsrail'in yıpratma stratejisine dayanıyor. İsraillilerin sınır bölgelerinin dışına çıkmak zorunda kalması, bu stratejinin bir göstergesi olarak görülüyor. Ayrıca Hizbullah, hedeflediği zamanda savaşa girmek istemiyor. Netanyahu’nun ABD’nin seçimleriyle ilgilendiği bir dönemden yararlanmak istemesi, bu durumu etkileyen bir faktör.

Lübnan'daki olaylar, küresel ve tarihsel önemli bir değişimin göstergesidir. Hizbullah, cep telefonu teknolojisini terk ederek eski bir teknolojiye geri dönmek durumunda kalmış ve bu siber saldırı yalnızca bir iletişim kopmasıyla değil, aynı zamanda büyük kayıplarla sonuçlanmıştır.

Geçtiğimiz hafta Lübnan'da meydana gelen patlamalar sonucu en az 37 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıplar, Lübnan cephesindeki gerginliği artırmış durumda. Üstelik, bu tür olaylar sık sık tekrarlarsa, gelecekteki istikrarsızlıkların daha da artabileceği öngörülüyor.

İsrail ordusu, Hizbullah’ın üst düzey komutanı İbrahim Akil’i öldürdüğünü doğruladı. Yapılan patlamalar ve operasyonlar, Netanyahu hükümetinin Lübnan’da savaş çabalarını hızlandırdığı yönünde bir gösterge. Bu bağlamda, bölge büyük bir savaşa eşiğinde. Gelişmeler, tüm Arap ülkeleri ve bölgedeki diğer taraflar için ciddi sonuçlar doğurabilir.

Sonuç olarak; bölgedeki bu gerilim, sadece bir tarafı etkilemekle kalmayıp, tüm ülkeleri büyük bir savaşın eşiğine getirebilir. Hizbullah'ın yaklaşımı, bu büyük kaosun içinde diplomatik yolları tercih etme çabalarının bir parçası olarak görülüyor.