Sayıştay'ın 2023 yılı denetim raporları, üniversite yönetimlerinin skandal dolu işlemlerini gün yüzüne çıkardı. Anadolu Üniversitesi'ne yönelik olarak hazırlanan raporda, Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde bulunan bir taşınmazın bedelsiz olarak bir vakfa devredildiği tespit edildi.

Raporda, bu taşınmazın Hazine'ye ait olduğu ve 21 Aralık 2017 tarihinde üniversiteye ‘bilim, sanat ve kültür merkezi olarak kullanılmak üzere’ 10 yıl süreyle tahsis edildiği belirtildi. Tahsisin kaydı ise ‘ticari amaçla kullanılmaması ve üçüncü şahıslara devredilmemesi’ yönündeydi.

Skandal Protokol: Eğitim mi Ekonomi mi?

Sayıştay raporunda, vakıf ile üniversite arasında imzalanan protokol çerçevesinde, taşınmazın belirli bölümlerinin bedelsiz olarak vakfa verildiği ve bu alanların vakıf tarafından işletildiği açıkça ifade edildi. Vakfın, taşınmaz üzerindeki otopark alanlarından ve marketlerden gelir elde ettiği belirtildi.

Raporda ayrıca, üniversitenin sosyal tesislerine ait elektrik, su ve doğalgaz giderlerinin üniversite bütçesinden karşılandığı da ortaya kondu. Bu durum, kamu yönetimi tarafından belirtilen kuralları ihlal ediyor ve üniversite kaynaklarının israfına yol açıyor.

Hukuki Önlemler Alınacak mı?

Kamu yönetimi bu bulgulara dair düzeltme işlemlerinin başlatıldığını bildirdi. Ancak, sosyal tesislerin elektrik, su ve doğalgaz giderlerinin bu işletmelerin kendi gelirlerinden karşılanması gerektiği vurgulandı.

Anadolu Üniversitesi'nin yöneticileri, bu süreçlerin sona erdirilmesi ve benzer skandalların tekrar etmemesi için kamuoyunu bilgilendirmek zorundadır. Bu durumun ne denli etik dışı olduğu ise tartışma konusu. Bu olay, üniversitelerin toplum için ne denli önemli birer eğitim kurumu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak, Anadolu Üniversitesi gibi köklü bir kuruma yakışmayan bu tür uygulamalar, hem akademik hem de etik açıdan ciddi sorgulamalara yol açmaktadır. Eğitim kurumlarının keşfedilmeyi bekleyen böyle skandallarla karşı karşıya kalmaması umuduyla.