ALMANYA - 23 Şubat'ta yapılacak Federal Meclis seçimleri öncesinde, göçmen karşıtı söylemlerini sertleştiren aşırı sağ parti Almanya için Alternatif'in (AfD) yasaklanması önergesi gelecek hafta Federal Meclis'te görüşülecek. Farklı partilerden 124 milletvekilinin imza attığı önergenin kabul edilmesi durumunda, Federal Meclis'in Anayasa Mahkemesi'ne yasaklama talebiyle başvurması gerekecek.

Hukukçular ve birçok sivil toplum kuruluşu, AfD'nin yasaklanması için çağrıda bulunurken, bu konudaki tartışmalar da giderek alevleniyor. Uzmanlar, bir partinin yasaklanmasının Anayasa Mahkemesi’ne başvuru ile mümkün olabileceğini ve bu süreçlerin zorluğunu vurguluyor.

CHP'li (Hıristiyan Demokrat Birlik) vekil Marco Wanderwitz, AfD'nin sürekli radikalleştiğini ve yasaklanması için yeterli kanıtların bulunduğunu açıkladı. Wanderwitz, AfD'nin liderlerinden biri olan Alice Weidel’in geçenlerde yaptığı, Hitler’i 'komünist’ olarak tanımlaması gibi ifadelerin bu durumu kanıtladığını söyledi. Bu tür açıklamalar, AfD’nin toplumsal muhalefetle olan ilişkisini daha da geriyor.

Sol Parti'den (Die Linke) Martina Renner, Federal Meclis'in şu son şansını değerlendirmesinin önemli olduğunu vurguladı. AfD'nin aşırı sağcı ve demokrasi karşıtı bir parti olduğunu belirterek, toplumun bu tehdide karşı hareket etmesinin şart olduğunu ifade etti.

Son haftalarda yaklaşık 200 hukukçu, AfD'nin yasaklanmasını talep eden bir mektup gönderdi. Bunlardan 17'si anayasa uzmanı, mevcut durumda yeterli delil olduğunu ve yasaklama olasılığının yüksek olduğunu kaydetti. Ayrıca, 50 civarında sivil toplum kuruluşunun da benzer bir talepte bulunduğu bildirildi.

Ancak bazı politikacılar, partinin yasaklanma olasılığının düşük olduğunu ifade ederek, bu sürecin riskli olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Yeşiller partileri, yasaklama talebine temkinli yaklaşırken, Hür Demokrat Parti (FDP) ile Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) bu duruma karşı çıkıyor.

Saksonya Eyaleti Yüksek İdare Mahkemesi, AfD'nin aşırı sağcı bir parti olduğunu tespit etti ve bu karar, partinin yasaklanmasına yönelik süreçlerin hızlanmasına zemin hazırladı. AfD, bu tespit hakkında yargıya başvurmuş olsa da, mahkeme bu itirazı geri çevirdi. Mahkeme, partiye dair sunulan verilerin nesnel ve yeterli olduğunu belirtti.

Öte yandan, Brandeburg Eyaleti Medya Kurumu, AfD'nin 16 yaşından altındakiler için tehlikeli olduğu gerekçesiyle bir seçim videosunu sosyal medyadan kaldırma kararı aldı. Videoda, siyahi insanların tehdit edici bir dille temsil edildiği ifade edildi. Eyalet Medya Kurumu Başkanı Eva Flecken, bu tür içeriklerin çocukların ve gençlerin gelişimini olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Almanya'daki siyasi iklimin nasıl şekilleneceği merakla beklenirken, demokratik değerlerin korunması ve ırkçılığa karşı duruşun güçlendirilmesi gerektiği ortada. Bu tartışmalar, Almanya'nın toplumsal yapısının ne yönde evrileceği konusunda da önemli ipuçları veriyor.