Almanya'da siyasi gerilim tırmanırken, hükümet ve ana muhalefet partileri 23 Şubat'ta erken seçimin yapılması konusunda anlaştı. Başbakan Olaf Scholz ve Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz, 16 Aralık'ta güven oylaması yapılması ve ardından Şubat ayında seçim yapılması üzerinde uzlaşmaya vardı.

İlk olarak Scholz, güven oylamasının 15 Ocak'ta yapılmasını ve sonrasında Mart ayında seçimlerin gerçekleştirilmesini önermişti. Ancak Merz, mevcut hükümetin parlamentoda çoğunluğu elde edemeyeceğini savunarak bu öneriyi geri çevirdi.

Almanya'nın federal seçimlerinin, normal takvime göre gelecek yılın sonlarında yapılması planlanıyordu. Ancak, Scholz'un liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Liberallerin (FDP) 2021'de kurduğu ‘trafik ışıkları’ koalisyonu, şimdi zor günler yaşıyor. Bu koalisyon, artan ekonomik zorluklar ve siyasetteki belirsizlik nedeniyle giderek eleştiriliyor.

Trafik Işıkları Sönüyor!

Son aylarda bütçe üzerindeki tartışmaların sonucu olarak, Maliye Bakanı Christian Lindner görevden alındı. Scholz, Lindner için “Güvenime ihanet etti.” diyerek, erken seçim çağrısında bulunmaya başladı. Ekonomi ise büyük bir belirsizlik içerisinde bulunuyor.

Almanya Ekonomisinde Alarm Zilleri Çalıyor!

Almanya, Avrupa'nın en büyük sanayi ülkesi olmasına rağmen son iki yıldır ekonomik büyüme kaydedemedi. Özellikle otomobil devi Volkswagen'ın iç piyasada yatırımlarını azaltması ve Intel'in yeni bir fabrika açma planının askıya alınması, sermaye çıkışlarını hızlandırdı. 2010'dan bu yana, 650 milyar euro (700 milyar dolar) değerinde net sermayenin yurt dışına kaydırıldığı belirtiliyor.

Bundesbank'ın verilerine göre, bu çıkışların yaklaşık %40’ı, mevcut koalisyonun iktidara gelmesinden bu yana gerçekleşti. Bu durum, Almanya'nın ekonomik geleceği hakkında karamsar bir tablo çiziyor.

Halkın Tepkisi: Memnuniyet Oranları Dibi Görüyor!

Alman kamu yayıncılığı kuruluşu ARD'nin yaptırdığı bir ankete göre, halkın %54'ü erken seçim istiyor. Karşıt görüşte olan %41'lik kesim ise seçimlerin 28 Eylül 2025'te yapılmasını bekliyor. Anket sonuçları, mevcut hükümetin çalışmalarından memnun olanların oranının sadece %14 olduğunu gösteriyor, bu da şimdiye kadarki en düşük seviyeyi temsil ediyor.

Memnuniyetsizliğin nedenleri arasında ekonomik zorluklarla birlikte sosyal politikaların yetersizliği öne çıkıyor. Hükümetten memnun olmadığını belirtenlerin oranı, Ekim ayı başındaki anketler ile kıyaslandığında %6 artarak %85’e ulaştı. Bu durum, sadece muhalefet partileri değil, iktidar partilerinin seçmenleri arasında da büyük bir rahatsızlığın olduğunu gözler önüne seriyor.

Almanya'nın içindeki bu siyasi ve ekonomik belirsizlikler, önümüzdeki günlerde nasıl sonuçlanacak? Erken seçimler, ülkenin geleceği üzerinde ne gibi etkiler yaratacak? Bu sorular, Alman halkının gündemindeki yerini koruyor.