Devletimizin büyük bir adım attığına şahitlik ediyoruz. Bize çok büyük zararlar vermiş olanlara artık çıkış yolu sunuluyor. Bu süreçte umarım zehirlenmez, terör belasından ülkemizin gündemini tamamen temizleyebiliriz.

Bu konuda hepimize düşen sorumluluklar var. Dillerimize, kalemlerimize sahip çıkmalıyız. Provokasyonlara kapılıp, toplumumuzu kutuplaştıran eylem ve söylemleri uyararak, bu yolculuğu önlemek için savaşmalıyız.

Bazı grupların, özellikle de PKK terör örgütüyle bağlantılı olanların, ne kadar havaya girdiğini görmek içten bile değil. Devletin sunduğu 'çıkış yolu' nu yanlış yorumlayıp, kendi menfaatleri doğrultusunda bir pazarlık masası kurmaya ve bunda ısrar etmeye çalışıyorlar.

Tüm bu tahriklerin ardından, 'Rojava'da savaş, Türkiye'de barış olmaz' gibi ifadelerle baskı kurmaya çalıştıklarını endişe ile izliyoruz. İşin aslı, barış ortamının sağlanması için tek gerçek yol; PKK'nın karanlık etkisinden kurtulmaktır.

Hültanlar, PKK'yı temsil edemez. Kürtler, iradelerini bu terör örgütüne asla teslim etmeyeceklerdir. Bu mücadelede Türkler ve Kürtler asla ayrılamaz. Tarihimizdeki derin akrabalarımızı ve kardeşlik bağlarını unutmamalıyız.

Devlet, bu coğrafyada yaşayan herkesin huzurunu korumak için güçlü bir iradeye sahiptir. Anahtar kelime, 'birlik ve beraberlik'tir. Ayrışmaya değil, kenetlenmeye ihtiyacımız var. Eğitim, sağlık ve güvenlik gibi konular, toplumumuzun bütün kesimlerini kapsamak zorundadır.

Kürt vatandaşlarımızın pek çoğu, birlik ve beraberlikten yanadır. Çatışmalar yerine, diyalog ve uzlaşı kültürünü geliştirmek esas olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bu ülkenin aydınlık geleceği için herkesin aklını kullanarak sağduyulu hareket etmesi gerekmektedir.

Aynı zamanda, devletin sunduğu imkanlardan yararlanarak geleceğe dönük planlar yapmaları, kendi menfaatleri açısından da faydalı olacaktır. Bu nedenle, terörün kökünü kazımak için birlikte hareket etmeliyiz.

Sonuç olarak, hepimizin ortak hedefi; barış içinde bir arada yaşamak olmalıdır. Tüm etnik gruplar, geçmişten gelen kardeşlik bağlarını güçlü bir şekilde sürdürmeli, her türlü ayrımcılığın önüne geçmelidir. Elbette herkes kendi dilini, kültürünü önemseyebilir, ama bu çeşitlilik, dil ve kültürün resmi alanda korunmasını gerektirir.

Birlikte yaşayabilmemiz için: Aklınızı kullanın, sırtınızı terör örgütlerine dayamayın!