Teknoloji

Akkuyu'da Tarihi Bir Adım: Türkiye 664 Milyon Dolar Yerli Malzeme Kullandı!

2024-09-20

Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni ziyaret etti. Bu proje, sadece Türkiye için değil, dünya genelinde de en büyük nükleer inşaat projesi olma özelliği taşıyor.

Ziyaret esnasında, Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Sergei Butckikh ile bir araya gelen Şahin, projede uluslararası işbirliklerinin süreceğini vurguladı. Ayrıca, Akkuyu NGS projesinde yaklaşık 664 milyon dolar değerinde yerli malzeme kullanıldığını açıkladı. Bu durum, Türk ekonomisine önemli bir katkı sağlanması açısından dikkat çekici bir başarı olarak yorumlandı.

TSE'nin 2018-2022 yılları arasında nükleer güvenlik denetimleri konusunda Nükleer Düzenleme Kurumu'na teknik destek verdiğini belirten Şahin, 8 Nisan 2022'de Nükleer Yapı Denetimi Kuruluşu (NYDK) olarak yetkilendirildiğini belirtti. TSE, bu süreçte pek çok gözetim ve eğitim hizmeti sunarak, Akkuyu NGS projesinde önemli bir rol oynamıştır.

Türkiye’nin nükleer projelerinde yerli kurumların rolünün artacağına dikkat çeken Şahin, "Sinop Nükleer Güç Santrali'nde de yerli bir kurum olarak faaliyet göstereceğiz. Bu, bizim öncelikli stratejimizdir" dedi.

Ayrıca, nükleer gücün artan küresel talebi ve ülkelerin enerji bağımsızlığı hedefleri doğrultusunda, Türk mühendislerinin ve üreticilerinin nükleer santrallerde daha fazla rol alması gerekiyordu. Bu bağlamda, yerel üreticilere destek vermek amacıyla TSE'nin yürüttüğü çalışmaların önemi bir kat daha arttı.

664 milyon dolarlık yurtiçi malzeme kullanımının yanı sıra, TSE’nin de nükleer güvenlik ve kullanılan malzemelerin kalitesi konusundaki titiz yaklaşımı, Türkiye'nin enerji geleceği için büyük bir güvence sağlıyor. Özellikle, yerli üreticilerin global pazarda daha sağlam bir yere oturabilmesi için bu tür projelerin desteklenmesi kritik bir öneme sahip.

Son olarak, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin tamamlanmasının ardından, Türkiye'nin enerji verimliliğini artırması ve karbon salınımını düşürmek açısından büyük bir adım atacağı öngörülüyor. Bütün bunlar, Türkiye'nin dünya çapında nükleer enerji sektöründe kendine yer edinmesine yardımcı olacaktır.