
Abdullah Öcalan ile Gerçekleşen İkinci Görüşmenin Şok Detayları Ortaya Çıktı!
2025-01-24
Yazar: Mehmet
Türkiye'nin İmralı Adası'ndaki F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde, Haklarındaki Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinin PKK'nın lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği ikinci görüşmenin detayları gün yüzüne çıktı. Öcalan, 'Ya benim özüm ya da ABD'nin' diyerek, çözüm arayışlarının çerçevesini çizdi.
Görüşmeye katılan DEM Parti heyeti, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşmaktaydı. 22 Ocak'ta gerçekleştirilen bu buluşma üzerinden bir gün geçtikten sonra yapılan açıklamada, Öcalan'ın çözüm sürecine dair yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verildi. Bu buluşma, özellikle taraflar arasında yürütülen müzakerelerin geleceği açısından kritik bir dönemeçte gerçekleşti.
Görüşmenin uzun sürmesi, parti yetkilileri tarafından 'olumlu' olarak değerlendirildi. İkinci buluşmada, bir devlet yetkilisinin de hazır bulunduğu bilgisi ortaya çıktı. Geri kalan tutukluların ise, tartışmalara dahil olup olmadığına dair henüz net bir bilgi bulunmamakta. Ancak Öcalan'ın diğer tutuklularla, özellikle cezaevindeki arkadaşlarıyla düzenli olarak bir araya geldiği ifade edildi.
Öcalan’a, PKK’nın resmi açıklamaları da iletildi. İlk görüşmede bu bilgilerin paylaşılmadığı öğrenildi; ancak ikinci görüşmede KCK ve PKK yönetiminin önceki toplantılardan elde ettiği veriler aktarıldı. 'Tecrit' vurgusu yine öne çıkan konulardan biri oldu.
DEM Parti yetkililerine göre, Öcalan'ın devletle ilişkileri hakkında yaptığı değerlendirmeler son derece önemli: 'Öcalan, bu konunun Meclis zemininde tartışılması gerektiğine inanıyor.' Görüşmenin temel amacı, demokratik bir Türkiye için hukukun üstünlüğünü sağlamaktı.
Bununla birlikte, 'silah bırakma' tartışmalarının da gündeme geldiği belirtildi. Öcalan, şiddet ve çatışma zemininden çıkmak adına büyük bir çaba harcadığını vurguladı. DEM Parti yetkilisi, bu tartışmaların sadece silah bırakma çağrısı yapmakla sınırlı olmadığına ve iktidarın pozisyonunu korumaya çalıştığına dikkat çekti.
Görüşme sonrasında iki tarafın da gelecekteki müzakere sürecine dair umutlarını artırdığı belirtiliyor. Bu buluşma, hem Abdullah Öcalan hem de DEM Parti arasında yeni bir iletişim ve diyaloğun kapısını açmış durumda.
Öcalan'ın mevcut krizlerle ilgili yaptığı kapsamlı değerlendirmeler arasında, özellikle ABD ve İsrail’in rolüne dair endişeler de yer aldı. 'ABD'nin Kürt sorununa dair bir çözüm üretme sürecinde önemli bir aktör olduğunu düşünüyorum' ifadesi dikkat çekti.
Üçüncü görüşmenin ne zaman gerçekleşeceğine dair net bir tarih henüz verilmedi ancak önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacağı belirtiliyor. DEM Parti, hükümet yetkilileriyle yapılacak ikinci görüşmede, sürecin olumlu sonuçlar vermesi adına gerekli adımların atılması için çağrıda bulunacak.
Parti liderleriyle gerçekleştirilecek bu tür toplantılar, gelecekteki müzakerelerin seyrini belirleyecektir. 'Tecrit politikasının kaldırılması ve demokratik yöntemlerle sorunların çözülmesi bu aşamada hayati öneme sahip' denildi.
Abdullah Öcalan'ın iradesi, toplumsal uzlaşma noktasında önemli bir rol oynarken, DEM Parti, bu iradeye uygun hareket edeceğini ve toplumun ihtiyaçlarına yönelik programlar oluşturacağını vurguladı. Bu süreç, Türkiye’ye yeni bir siyasi model kazandırabilecek potansiyeli barındırıyor.