Dünya

ABD'nin Yeni Güvenlik Stratejisi: İlişkilerde Sarsıntı

2025-09-13

Yazar: Ayşe

ABD'nin Radikal Strateji Değişimi

ABD, büyük güç rekabetini bir süreliğine askıya almayı planlıyor. Amerikan medyasına sızan bilgilere göre, Çin'e odaklanmak yerine iç güvenliği önceliklendiren yeni bir strateji devreye girecek. Politico'da yer alan habere göre, bu karar, Donald Trump'ın 2016-2020 arasındaki başkanlık dönemindeki yaklaşımdan önemli bir sapmayı işaret ediyor.

Klasik Müdahale Alanlarına Dönüş

ABD, Rusya ve Çin üzerinde etkisini artırmakta zorlansa da rotasını yine geleneksel nüfuz sahalarına çevirecek. Ortadoğu, Latin Amerika ve Asya-Pasifik'teki müttefikler üzerinde baskı kurmaya devam edecek. Trump'ın göreve başlayınca izlediği sert politika da bu yeni yaklaşımın bir göstergesi.

Eski İttifaklar ve Stratejik Değişim

Savunma Bakanı Pete Hegseth'in masasındaki yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi taslağı, mevcut müttefiklik ilişkilerinde ciddi sarsıntılara yol açacak. Eski ittifaklar ve anlaşmalar birer birer devre dışı kalacak, özgürlük, demokrasi ve insan hakları gibi değerler de göz ardı edilecek.

Hayati Bir Dönemeç ve Suikast

Fanatik Siyonist aktivist Charlie Kirk'e yönelik bir suikast girişimi, 11 Eylül saldırısının 24. yıldönümünde gerçekleşmesiyle dikkat çekiyor. Trump'ın sıkı destekçilerinden biri olan Kirk'e yapılan saldırı, yeni stratejinin bir parçası olarak kullanılacak.

Terörle Mücadele İçin Yeni Dönem

ABD, 'terörle mücadele' konseptini kendi topraklarına taşıyarak, yurttaşlarını 'düşman savaşçılar' olarak hedef alacak. Pentagon, askerlerini yurtdışında değil, ABD'nin kendi şehirlerinde konuşlandırma kararı aldı. Eski güvenlik protokolleri rafa kaldırılıyor.

Kutuplaşmanın Derinleşmesi

FBI, CIA ve derin devlet ilişkileri sorgulanırken, ideolojik çatışmalar ile sosyo-ekonomik mücadelenin daha da kızışması bekleniyor. Yeni mücadele alanıysa artık deniz aşıp, doğrudan ABD toprakları olacak.

Bölgesel Güç Dengeleri ve Gelecek

ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde Ortadoğu, CENTCOM ve Siyonist İsrail'in etkisi artarken, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kaderi belirsizlik içinde bırakılıyor. Doha'da İsrail'in düzenlediği saldırı, bu yeni stratejinin pratiği olarak ortaya çıkıyor. Hiçbir Amerikan müttefiki artık dokunulmaz olmayacak; İsrail'i tanımak, ABD'nin vesayetine girmek, geleceği güvence altına almak için yeterli olmayacak.