ABD Askeri Güçlerini Venezuela Kıyılarına Yığınak Yapıyor

21-22 Ağustos tarihlerinde ABD, Karayipler’in güneyindeki Venezuela kıyılarına 4 bin askerle birlikte Aegis sistemine sahip muhripler, kruvazörler, nükleer denizaltılar ve çıkarma gemileri gibi ağır donanımlarını sevk etmeye başladı. Bu harekât, resmi olarak "uyuşturucu kaçakçılığına karşı operasyon" olarak tanımlandı.

Venezuela'dan Karşı Hamle: 15 Bin Asker Sınırda!

26 Ağustos'ta Venezuela İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Diosdado Cabello, Kolombiya sınırına 15 bin asker ve polisin konuşlandırılacağını açıkladı. Bu hamle, ABD’nin artan askeri varlığı karşısında bir savunma önlemi olarak değerlendiriliyor.

ABD'nin Karayiplerdeki Gücü Artıyor

28 Ağustos’ta Reuters, ABD’nin Karayipler’de çok büyük bir deniz kuvveti konuşlandırdığını bildirdi ve bölgede gerilimin giderek yükseldiğine dikkat çekti. 30 Ağustos’ta ise USS Lake Erie kruvazörü, Panama Kanalı’nı geçerek Karayipler’a yöneldi.

Maduro'dan Seferberlik İlanı

1 Eylül’de Maduro, ABD’nin bu askeri hareketini "rejim değişikliği" hamlesi olarak nitelendirdi ve Venezuela’da seferberlik ilan etti. Savunma hazırlıklarını en üst düzeye çıkardı.

UPSDEA: Uyuşturucu Savaşının Sıcak Çizgisi

2 Eylül'de ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela'dan çıkan uyuşturucu yüklü bir tekneye düzenlenen "ölümcül saldırı"yı duyurdu. Bu saldırıyı, uyuşturucuya karşı artan ABD askeri varlığının bir parçası olarak tanımladı. Maduro hükümeti ise, sahil ve sınır savunmasını güçlendireceklerini açıkladı.

ABD'nin İddiaları ve Venezuela'nın Reddedişi

ABD, uzun süredir Venezuela’daki "Cartel de los Soles" adlı örgütün, uluslararası uyuşturucu trafiğinde önemli bir rol oynadığı iddiasında bulunuyor. Ancak Maduro hükümeti, bu iddiaları "emperyalist propaganda" olarak niteliyor ve gerçeklerin dışında olduğunu savunuyor. Maduro, ABD’ye ulaşan kokainin büyük çoğunluğunun Kolombiya'dan geldiğini vurgulayarak, DEA'nın Venezuela'daki faaliyetlerinin sona ermesinin askeri hareketliliği meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti.

Uyuşturucu Sorunu ve Tarihsel Arka Plan

Latin Amerika'da uyuşturucu kaçakçılığı, insani, toplumsal ve ekonomik açıdan büyük sorunlar yaratıyor. ABD bu sorunu ulusal çıkarları için tehdit olarak algılıyor ve Soğuk Savaş sonrası Latin Amerika'daki politikalarında bunu bir güvenlik meselesi olarak öne çıkarıyor. Reagan ve Bush dönemlerinde bu mesele, bir ulusal güvenlik stratejisi haline geldi.

Maduro'nun Gözünden Uyuşturucu Ticareti

Maduro, devletin ve ordunun uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılı olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtiyor. Ayrıca, ABD’nin kendi topraklarındaki uyuşturucu sorunu ile önce kendisinin yüzleşmesi gerektiğini vurguluyor.

Venezuela ve ABD İlişkilerindeki Gerginlik

Venezuela’daki uyuşturucu ticaretinin başını çeken ''narko-devlet'' söylemi, ABD’nin Latin Amerika'daki hegemonyasını sürdürmek için kullandığı bir argüman haline geliyor. ABD, bu sorunu kendi güvenliğini tehdit eden bir dış unsur olarak tanımlarken, Venezuela ise tamamen bir siyasi malzeme olarak değerlendiriliyor.

Sonuç: Uyuşturucu Savaşı ve Gelecek

Venezuela'nın uluslararası arenada giderek artan uyuşturucu ticareti iddiaları ve ABD’nin bu duruma karşı gerçekleştirdiği askeri hareketler, iki ülke arasındaki gerilimleri yükseltiyor. Maduro’nun hükümeti, bu durumun kendisi için bir fırsat olduğunu savunsa da, uluslararası toplum açısından bu mesele, büyük bir güvenlik sorunu olarak değerlendiriliyor.