Mike Soper'ın Hayat Mücadelesi

80 yaşındaki Mike Soper, tam 25 yıl önce kendisine metastatik kastrasyona dirençli prostat ve kemik kanseri (mCRPC) teşhisi konulduğunda, doktora "belki altı, hatta daha fazla üç ay ömrünün kaldığını" söylediğini hatırlıyor.

KALP ARZUSU MU? KANSER Mİ?

Teşhis konduğunda 55 yaşında emekliliğinin tadını çıkaran Soper, Surrey Kriket Kulübü başkanıydı. Eve dönerken göğsünde garip bir ağrı hissetti. Doktoru önce kalp ağrısı olduğunu düşündü ancak Soper, kalbinde bir sorun olmadığından emindi. Beş hafta sonra yapılan detaylı testlerde PSA değerinin 580 ng/mL gibi tehlikeli bir seviyeye ulaştığı belirlendi. Kanserin vücuduna yayıldığı anlaşıldı.

BİR TELEFON HAYATINI KURTARDI

Soper, o dönemdeki bir arkadaşı olan eski Birleşik Krallık Başbakanı John Major'ı arayarak yeni tedavi yöntemleri hakkında bilgi aldı. Major, Soper'ı Houston'daki MD Anderson Kanser Merkezi'nden Prof. Chris Logothetis ile tanıştırdı.

YENİ TEDAVİ YÖNTEMİ, YENİ UMUT!

O zamanki standart tedavi hormon terapisi olup, bu işe yaramadığında kemoterapiye geçiliyordu. Ancak Prof. Logothetis, daha güçlü hastalarda farklı bir yöntem kullanıyordu. Bu yöntem, kanseri başından itibaren Taxotere adında bir ilaçla hedef alıyordu. O dönemde bu ilaç sadece meme kanseri hastalarına veriliyordu.

Prof. Logothetis'in önerdiği bir doz sayesinde Soper'in PSA değeri kısa süre içinde neredeyse sıfıra düştü. 2012'de PSA değeri 0 ng/mL olana kadar her yıl Logothetis'i ziyaret etti.

KLİNİK DENEMELERDE YENİ BİR UMUT

Şimdi Soper, henüz adı konmamış yeni bir ilacın klinik denemesine katılan 67 erkekten biri. Tedaviye başladığında PSA değeri 1,237 ng/mL idi ve 29 haftadır her hafta üç saatlik infüzyon alıyor. Başlangıçta titreme ve ateş gibi yan etkiler yaşasa da vücudu zamanla bu tedaviye alışıyor.

Son yapılan PSA testi 23 ng/mL çıktı ve bu durum Soper için büyük bir umut kaynağı oldu. Soper, "Kendimi bir kobay gibi hissediyorum ama bu şimdiye kadar aldığım en zor tedavi; yine de devam ediyorum" diyor.

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN TARAMALARIN ÖNEMİ

Soper, 25 yıllık tecrübesiyle prostat kanseri hakkında önemli bilgiler paylaşarak başkalarına da hastalıkları araştırmalarını ve klinik çalışmalara katılma fırsatlarını değerlendirmelerini öneriyor. En önemli tavsiyesi ise, 45 yaşından itibaren ulusal bir prostat kanseri tarama hizmetinin zorunlu hale getirilmesi.

"Doktorların sahte pozitif riskinden dolayı PSA testi yaptırmamanı söylediklerinde tansiyonum yükseliyor. Prostat kanseri, uzun süre vücudunuzda sessizce bekler. Bana teşhis konulduğunda, altı yıldır bu hastalığı taşıdığım söylendi."