Melike Sarıkaya / Milliyet.com.tr - 33 yaşındaki bilgisayar teknisyeni David Openshaw, sağ bacağıyla olan huzursuzluğunu yıllar boyunca delice bir saplantı haline getirdi. İnsanın bedeniyle barışık olabilmesinin ne kadar önemli olduğunu düşündüğümüzde, Openshaw'ın hikayesi, apotemnofili adı verilen nadir bir durumu temsil ediyor. Bu hastalık, bireylerin sahip oldukları bir uzuvdan dolayı kendilerini engelli hissetmelerine sebep oluyor.

Çocukluğundan beri sağ bacağına karşı duyduğu nefret, zamanla David'in içsel mücadelesine dönüşmüştü. Farklılık hissettiği 13-14 yaşlarındayken geçirdiği bir kaza sonucu sağ bacağının kaybedilmesi noktasına gelmesi, onu mutlu etmesi gerekirken tam tersi bir ruh hali yaşamasına sebep oldu. David, bu süreçte yalnız hissetti ve pek çok doktor onun bu isteğini reddetti. Yıllar süren rahatsızlık sonunda, kendi vücuduna zarar vermek amacıyla bacağını bir buz kalıbına daldırarak büyük bir tehlikeye atlattı.

Bacağı donarak hasar gördüğünde, doktorlar ameliyat etmek zorunda kalmıştı. Ameliyat sonrası David, yıllardır hissettiği aşağılık duygusundan kurtulduğunu, nihayet kendisini tamamlanmış hissettiğini ifade etti.

David Openshaw, hipotezini kanıtlamak için yaptığı araştırmalar sonunda apotemnofili adlı psikolojik bir rahatsızlığı olduğunu anladı. Apotemnofili, kişinin kendine ait hissetmediği bir uzvu nedeniyle yaşadığı içsel çatışma olarak tanımlanabilir.

Psikologlar, bu durumun çoğunlukla çocukluk döneminde başladığını ve ergenlik dönemine kadar devam ettiğini belirtiyor. David gibi bireyler genellikle bu duygularını gizlerler, çünkü toplum baskısı bu rahatsızlık konusunda farkındalığın düşük olmasına neden olur.

Uzman Klinik Psikolog Sena Kenan Yoldaş, apotemnofili hastalarının tedavi süreçlerinde psikoterapi ve ilaç tedavisi kombinasyonunun etkili olabileceğini dile getirdi. Bilişsel davranış terapisinin yanı sıra EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsal İşleme) terapisi gibi yöntemlerin bu hastalara yardımcı olabileceği vurgulandı.

Fakat David Openshaw’ın durumu, sadece psikolojik bir rahatsızlık değil; aynı zamanda nörolojik kökenlere de sahip olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, tedavi yöntemleri de oldukça karmaşıktır. Uzmanlar, apotemnofili belirtileri gösteren çocukların ebeveynleri ve öğretmenlerinin durumu daha iyi kavraması gerektiğini, bu şekilde çocukların hayatlarını daha sağlıklı bir biçimde sürdürebileceğini belirtmiştir.

Sonuç olarak, David'in hikayesi, bedenimizle barışık olmanın önemini ve bu tür ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde toplumsal farkındalığın gerekliliğini gözler önüne seriyor! Yapılan araştırmalara göre, apotemnofili, toplumda aşırı nadir olarak değerlendirilen bir durum olmasına rağmen, tedavi yöntemleri ile yaşanabilir bir hale getirilebilir. Bu süreçte toplumun desteği ve anlayışı, bu zorlu mücadelede oldukça önemli bir yer tutacaktır.