2025’e Girerken Yapay Zeka Alanındaki Son Gelişmeler
2025-01-04
Yazar: Ayşe
Yeni bir yıla girerken yapay zeka (YZ) alanında kaydedilen son gelişmeleri gözden geçirmek önemli bir gereklilik haline gelmiştir. 2023 yılı, YZ uygulamalarının ve yatırımlarının hızla arttığı bir dönem oldu. Yılda 25,2 milyar dolarlık yatırım yapılırken, bu alandaki yenilikler özellikle sağlık ve endüstri alanında büyük etkiler yarattı.
Stanford Üniversitesi’nin AI 2024 Index raporu, 2023 yılında yapay zeka alanında elde edilen bulguları ortaya koyuyor. Rapor kapsamında, endüstrinin akademik çevrelere olan baskın etkisi bir kez daha vurgulanıyor. Endüstri, 51 önemli makine öğrenimi modeli geliştirirken, akademi yalnızca 15 model sunabildi. Bu durum, YZ geliştirme süreçlerinin daha çok ticari alanda şekillendiğini gösteriyor.
Yapay zekanın yetenekleri gün geçtikçe gelişiyor. Şu anda insan düzeyinde performansı geçebileceği birçok alan var; bunlar arasında görüntü sınıflandırması ve dil anlama öne çıkıyor. Ancak, karmaşık görevlerde hala insana ihtiyaç duyulmakta. Google’ın Gemini ve OpenAI’ın GPT-4 gibi multimodal YZ modellerinin, çok sayıda veriyi işleyebilmesi ve anlamlandırabilmesi, bu alanlardaki ilerlemelerin kanıtı niteliğinde.
Bununla birlikte, YZ'nin etik sorunları ve sorumlu kullanımı üzerine tartışmalar da artmakta. 2023'te, yapay zeka ile ilgili düzenlemelere yönelik dünya genelinde yoğun bir ilgi oluştu ve bu konudaki yasalar 49 ülkede ele alınmaya başlandı. Ancak iyi bir düzenlemenin oluşturulması için daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmakta. Ekonomik alandaki gelişmeler, yapay zekanın iş süreçlerine olan etkilerini de gözler önüne seriyor; pek çok şirket, YZ'yi maliyetleri azaltmak ve verimliliği artırmak için kullanıyor.
Özellikle sağlık sektöründe, YZ sistemlerinin önemli kazanımları olduğu kanıtlandı. Örneğin, EVEscape ve AlphaMissense gibi sistemler, pandemi türlerini analiz etmede ve tahmin edebilme kapasitesiyle dikkat çekti. Ayrıca, FDA tarafından onaylanan yapay zeka tabanlı medikal cihazların sayısındaki artış, bu teknolojiye olan güveni pekiştiriyor.
Gelir düzeyi ve eğitim gibi demografik faktörlerin, kamuoyunda YZ'ye yönelik algı konusunda önemli bir rol oynadığı gözlemleniyor. Genç nesiller, YZ'nin gelecekteki etkilerine dair daha iyimserken; yüksek gelir grupları ve eğitimli bireyler YZ'nin potansiyel faydalarına daha fazla inanıyor. Bu durum, toplumda YZ ile ilgili daha fazla diyalog ve şeffaflık ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
Sonuç olarak, yapay zeka 2023 ve 2024 yıllarında hızla ilerlemeye devam edecek ve toplumsal yapıya derinlemesine etki etmeye hazır. Bu etkilerin yönetilmesi, kamunun YZ'yi nasıl algıladığı ve bu alandaki etik normların oluşturulmasıyla doğrudan ilişkilidir. Gelecekte YZ'nin sunduğu fırsatları değerlendirirken risklerini de göz önünde bulundurmak hayati bir önem taşıyor. Etik, şeffaflık ve adalet ilkeleri çerçevesinde YZ'nin en etkin şekilde kullanılmasının yolları araştırılmalı.